Engin Özkoç: “Haziran’da seçim olacak, zamanında olacak” dediniz.
CHP Küme Başkan Yardımcısı Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs’ı seçim için işaretlemesini takdirle karşıladı. Özkoç, “Yine sözünüzün arkasında duramadınız. ‘Haziran’da seçim olacak, zamanında olacak’ dediniz. saray ve koltuğun için.’ Milleti düşünmediğiniz için kendinize bir seçim tarihi belirlediniz.Biz millet olarak buna uymak zorundayız.Ama inşallah bu millet sizin aldığınız bir karara son kez uymak zorunda kalır.İnşallah Türkiye’nin ortak akılla hareket eden bir parlamenter sistem içinde güçler ayrılığında yeniden güçleneceğine, saygın bir Türkiye Cumhuriyeti noktasına geleceğine inanıyorum” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Özkoç, şunları söyledi:
“Bu ülkeyi yönetenlerin gerçekte ne vasıfları olduğuna bakmak lazım. Türkiye’de ekonomiyi kim yönetiyor, Türkiye’ye bakış açısı nedir? Kime bakarak yorum yapıyor? Millete bakarak mı yorum yapıyor? hükmediyor mu, yoksa kumanda ettiği saraya bakarak mı?
Örneğin Nabati, ‘Türkiye’de enflasyon hariç tüm makroekonomik göstergelerde iyileşme var’ dedi. Enflasyonu yüksek olan bir ülkenin ekonomisinde; Tüm makroekonomik göstergelerde bir yumuşama olabileceği söz konusu mu? O değil. Peki bunu kim söylüyor? Ekonomi Bakanı diyor.
Bu hükümet enflasyonu tek haneden üç haneye çıkardı. Ekonomide yaşamanın bir bedeli varsa, güzel deme cesaretini ve kalbini hangi parametre ile gösterebilirsin? Anlaşılır değil. Satın alma gücü güçlü mü? Muhteşem bir yapım mı? Dış ticaret açığında kapanma var mı? İşsizlik sorununu tek hanelere indirdiniz mi? Hayat pahalılığı artarken hangisi uygun olur? Nebati bunu hangi parametreye bakarak söylüyor? Senin sarayın. Onu ilgilendiren, sarayın ona ne söylediğidir. ve söyleneni yapar. Nabati millet için uygun bir bakan değil ama saray için, Erdoğan için yeterli bir bakan. Çünkü kendisine söyleneni söyleyen ve bunun dışına çıkmayan bir nazırdır.
Bir de harika konuşmalarıyla AKP Sözcüsü Ömer Çelik var. ‘Zam değil, fiyat güncellemesi’ diyor. ‘Erken seçim değil, tarih güncelleme’ diyor. Bir partinin sözcüsü böyle bir açıklama yaparsa ve meseleye bu şekilde yaklaşırsa, o partiden gerçekten ne beklenebilir?
Ne diyorlardı? Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli… ‘Eskisi gibi olmayacak, seçim tarihinde yapılacak’ Yani 14 Haziran’da. Peki, şimdi o tarihte bitti mi? Hayır, o zaman yapılmaz. Peki, erken seçim deniyor değil mi? Hayır, erken seçim değil, ‘tarihi güncellediler’ deniyor. Yani erken aldılar ama onun adı erken seçim değil.
“BU İNSANLARIN HÜKÜM OLDUĞU TÜRKİYE’DE İŞLER DİREK OLARAK GİTMİYOR”
Bu insanların yönettiği Türkiye’de işler yolunda gitmiyor. Bu yüzden Türkiye’de üretim, bu yüzden işsizlik, bu yüzden enflasyon, bu yüzden Türkiye’nin itibarı saygın bir noktada değil. Yöneticiler, Türkiye’yi itibarsızlaştıracak beceriksiz kişilerdir.
İtibar, o sırada verdiğiniz söz kadar pahalıdır. İktidarda ise hükümet; Türkiye’nin iç ve dış politikası için söyledikleri sözler doğru değilse ve arkasında duramıyorlarsa itibarsızlaşırlar. Elbette yönettikleri ülkeyi de yıkıyorlar.
EYT ile ilgili herhangi bir düzenleme var mı? Hala değil. Aylardır konuşmuyoruz. ‘Bitti, çıktı’ dediler, açıklama yaptılar. Ama bir düzenleme yok. Erdoğan bugün ‘EYT’lilerin taleplerini karşıladık, sözleşmeli personel alımı yaptık’ dedi. Çalışma Bakanı Vedat Alım, ‘EYT, Meclis’teki milletvekillerinin iradesinde. Bundan sonrasını takip etmiyoruz. Mart ayında sonuçlanacağını düşünüyorum” dedi. AKP Küme Başkan Yardımcısı Akbaşoğlu, ‘Maaşlar en geç martta ödenecek’ dedi. Bakan Erdoğan’ın söylediklerini yalanlıyor, grup başkan yardımcısı da bakanın söylediklerini yalanlıyor. Böyle bir hükümet yönetilir mi? Türkiye böyle yönetilebilir mi? Beklentileri olan insanlara karşı böyle bir davranış gerçekten var olabilir mi?
“BU EN AZ 3 AYLIK MAAŞI EYT TARAFINDAN YOK EDİLMİŞTİR”
Erdoğan’a soralım. EYT’lilerin hangi talebi nasıl karşılandı? EYT’liler askerlik ve doğum borcu için evlerini ve arabalarını satıyor ama henüz bir teklif yok. Talepleri nasıl karşılanabilir? Bunu anlamak mümkün değil. Mart ayında yasa çıkacak mı? EYT’liler Mart’ta maaş alacak mı? Bu iş için ‘Aralık’ta biter’ diyordunuz, neden Aralık’ta bitmedi? Ne zaman biteceği bilinmiyor. Maalesef EYT’lilerin en az 3 aylık maaşı başvuru ve maaş ödemelerinde telef oldu. Yani EYT’liler mağdur olmaya devam ediyor.
EYT kapsamında olup BAĞ-KUR üyesi olmayanların başlangıç tarihinde mücbir sebeplerle sigortalı olamayacak kişiler bulunmaktadır. Sakarya Milletvekiliyim. O yıllarda Sakarya’da çok büyük bir deprem oldu. Her taraf yok edildi. Ödemeler tamamen ortadan kalktı, resmi işlemler durdu. Türkiye’de böyle bir şey olursa bunun adı mücbir sebeptir. O zaman uygun yasal düzenlemeler getirilmelidir. Mücbir bir sebeple bu haktan mahrum bırakılanların hakları mutlaka kendilerine devredilmelidir.
“SADECE O KOLTUKTA OTURMAK, BUNU HAK ETTİĞİNİZ ANLAMINA GELMEZ”
‘Fırtına obüslerinin teslim törenine gittik. Muhalefetin başındaki adam sen siyasetçi değilsin diyor. Tamam, neden alkışlıyorlar? Alkışladıkları, dünyayı sarsan fırtına obüslerinin teslim töreni. ‘Konuşan Anayasamıza göre Başkomutan’ diyor.
Hayatım boyunca tanıdığım gerçek bir başkomutan var. Adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur. Onun çivisi bile olamazsın. Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘Milli Savunma Bakanımıza, kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek durumda değilsiniz’ diyor. ‘Önce sınırlarını bil. Bu bir beylik meselesidir, karakter zaafı olan biri olarak ordumuzun komutasına saldırmak herkesin çıkarına değildir.’
O orduların başkomutanı olmak aslında senin haddin ve eşin değildi. Ama sizler o koltukta Türkiye’de demokrasiye ve milletimizin aldığı karara saygımızdan dolayı oturuyorsunuz. Ama o sandalyede oturuyor olman onu hak ettiğin anlamına gelmez. Bizden daha fazlasını hak etmiyorsun. Bu sözlerin hepsini size iade ediyoruz.
Neden seni başkan olarak görmüyoruz; Bir kez daha söyleyeyim: Kirli bir diliniz olduğu için sizi başkan olarak görmüyoruz. Neden sizi orduların başkomutanı olarak görmüyoruz, bir kez daha söyleyeyim: Çünkü sizin yalanlarınızla bütün milleti kandırdığımı düşünürken BMC, bizim olduğumuz gerçeğini saklayarak bir yeniliğe imza atmış oldu. Ordu, fırtına obüslerini orada üretti, sanki fırtına obüslerini yeniden icat edip ürettiler gibi böbürlenirken; Türkiye Cumhuriyeti’nin tamamen siyasetin dışında kalması gereken komutanlarını orada alkışlamak doğru değil, sizin de onları alkışlamanız doğru değil. Biz buna kesinlikle karşıyız.
“CUMHURBAŞKANIYSANIZ DOĞRU BİR DİL KULLANMALISINIZ”
Başkansanız önce doğru dili kullanmalısınız. O zaman Türkiye’nin cumhurbaşkanı tek bir siyasi partiyi değil, tüm siyasi partileri temsil eden bir cumhurbaşkanı olmalıdır. Sonra vatandaşını ayıran değil kucaklayan bir cumhurbaşkanı olmalı. Sonra, doğruyu söyleyen bir kişi başkan olmalıdır. Bu niteliklerin hiçbirine sahip değilsin.
Bu nedenle Türkiye’nin laik, demokratik bir parlamenter sisteme ihtiyacı var. Bu nedenle Türkiye’nin hukuk sistemini yeniden yapılandırması gerekiyor. O yüzden Türkiye’de bu ucube Başkanlık Sistemi’nin bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu nedenle Türkiye ekonomisinin baştan aşağı yeniden tasarlanması gerekiyor. Bunu Millet İttifakı yapacak, Cumhuriyet Halk Partisi yapacak, milletimiz yapacak.
Seçim tarihini belirlediniz, hayırlı olsun. ‘Bugün 14 Mayıs’ dedin. Bir kez daha sözünün arkasında duramadın. ‘Haziran’da seçim olacak, zamanında olacak’ dediniz. O sözü bile tutamadın. Size ‘6 Nisan’dan önce seçim varsa bu millet için, 6 Nisan’dan sonraki seçim ise saray ve koltuğunuz için’ dedik. Milleti düşünmediğiniz için kendinize bir seçim tarihi belirlediniz. Millet olarak buna uymak zorundayız. Ama umarım bu insanlar geçen sefer verdiğiniz bir karara uymak zorunda kalırlar. Türkiye’nin parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı konusunda sağduyuyla hareket eden, güçlü ve prestijli bir Türkiye Cumhuriyeti noktasına geleceğini temenni ediyorum.”
“TABLO 6 SÖYLEDİĞİNİN ARKASINDA DURACAKTIR”
Özkoç, basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Altılı masanın cumhurbaşkanı adayıyla ilgili soruya Özkoç, “Altılı masa ne dediyse sözünün arkasında duracaktır. Biz zaten bir takvim açıkladık. Ayın 30’unda tekrar görüşecekler ve Bir sunum yapılacak. Ondan önce bir toplantı yapıyorlar. Ocak ayından sonra “Bütün bunları anlattıktan sonra adayı da açıklayacaklar. Dolayısıyla milletimiz şimdiden aday değil, irade bekliyor. Tayyip Erdoğan’ın çok merak ettiği aday da belli olacak” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE ADALET MEKANİZMASI KESİNLİKLE ÇALIŞMIYOR”
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili savcı değişikliğinin sorulması üzerine Özkoç, şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti’nde adalet illa ki işlemez. Adalet milletin lehinde işliyor, olması gerektiği gibi çalışmıyor. Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu bu mekanizmayı tamamen devre dışı bıraktılar. Örgütleniyorlar. Kendileri. Yargılanan Kılıçdaroğlu kimdir. Kılıçdaroğlu yargılanıyorsa uygun bir yargıçtır. Bu cinayetle ilgili ne yapılması gerekiyor? Atıcıların korunması gerekiyor. O zaman oraya tetikçileri koruyabilecek bir kişi, yani bir savcı gönderilmelidir. Yani siyasete bulaşan, siyasete bulaşan, dediğini yapacak kişiler ne yazık ki adalet sistemi içindeki bireylerdir. Bunu kategorik olarak reddediyoruz.” “Adalet bu şekilde sağlanmaz. Faili meçhul katiller bu şekilde ortaya çıkmaz. Sadece bir algı yaratılır ve bu algıdan gerçek çıkmaz.”
Onların evlatlarına karşı bir şeref borcumuz var, milletimizin evlatlarına karşı bir şeref borcumuz var. Bunun yerine getirilmesi için sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu üç-dört ay içinde sağlıklı kararlar alınmazsa ve bir mağduriyet yaratılırsa, biz Millet Masası olarak iktidara geldiğimizde bu meselenin hakkıyla ve hakkaniyetle çözülmesi için elimizden geleni yapacağız. mekanizma.”
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN BUNU SİYASİ MALZEME HALİNE GETİRMEYE BAŞLADI”
AKP ve MHP’nin anayasa değişikliği sorulduğunda Özkoç, şunları söyledi:
“Türkiye’de kadın giyimi yıllarca siyaset malzemesi olarak kullanıldı. Yıllardır görevi olmayanlar da dahil herkes kadın giyimi hakkında yorum yaptı. Bu belli bir siyaset mekanizması içinde ana gündem haline geldi. Bunun doğru olmadığına inanıyoruz, artık son verilmesi gerekiyor.Önderimiz Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Kadın kıyafeti siyaset malzemesi yapılmamalı, böyle bir kavram artık Türkiye’de konuşulmamalı’ diyerek yasa tasarısının sunulmasını istedi. Türkiye ve çözüm getirilmeli.’ Genel Kurul’a getirirsiniz, ya kalırsınız, ya reddedersiniz, Recep Tayyip Erdoğan ne dedi, ‘Bu bizim için tam bir pas oldu’. Şimdi yeniden kullanmaya ve siyasi bir araca dönüştürmeye başladı, ‘Uygun bir anayasa değişikliği getireceğiz’ dedi.
Anayasa değişikliği hanımın kılık ve kıyafetini getirmelidir. O şekilde yapmadı. Ayrıca Medeni Hukukumuzda fiilen var olan evlilik akdinin içeriğini değiştirerek LGBT’lerle ilgili bir düzenleme getirdiler. Güya Türkiye’de bu konuda korkunç bir patlama yaşanıyor. Türkiye’de işsizlik ve enflasyon kol geziyor ama Türkiye Cumhuriyeti anayasa değişikliği yapacaksa ‘AKP zihniyeti böyle bir kafa, bunu nasıl bulandıralım, başka alanlara nasıl götürelim’ dediler. getirdim. Bu dostça bir yaklaşım değil.
Cumhuriyet Halk Partisi dün ne dediyse bugün de aynısını söylüyor. Milletin Masası olarak bir bildiriye de imza attık. ‘Kadının giyimiyle ilgili bir tavır birliği olacak’ O tavır birliği için çalışmalar bugün akşam saatlerine kadar devam edecek. O tavır birliği için bu çalışmalar sonuçlandığında yarınki durumumuz netleşecektir.”
“NASIL ÇIKARMAK İSTERSENLER, HARİÇ TUTACAKLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim için 14 Mayıs’ı işaret ettiği sorusuna Özkoç, “Kararımızı net bir şekilde açıkladık. 6 Nisan’da yapılacak her seçime ‘evet’ dedik. Şimdi kendilerine seçim tarihi belirliyorlar. . Nasıl kaldırmak isterlerse o kadar kaldırırlar” dedi.